Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV) ile İzmir Ticaret Odası (İZTO) işbirliğiyle “Ulusal ve Uluslararası Rekabette KOBİ’ler” başlıklı seminer İzmir Ticaret Odası’nda gerçekleştirildi. Seminerde özellikle rekabetçi sanayileşme modelleri ile ulusal ve uluslararası pazarlarda teknoloji kullanımının KOBİ’lerin rekabet yetkinliklerini artırmadaki önemi konusunda katılımcılara bilgi verildi.
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Akın Kazançoğlu, KOBİ’lerin ülke ekonomisinin bel kemiğini oluşturduğunu belirterek, KOBİ2ler ekonomimizin itici gücü. Odamız üyelerinin büyük bir kısmını da yine KOBİ’ler oluşturuyor. Bu nedenle KOBİ’lerin gelişimine büyük önem veriyoruz. Gerçekten başarılı üretim yapan KOBİ’lerimiz mevcut. Sayısal olarak işletmelerin çoğunluğunu oluşturan KOBİ’ler istihdamın da büyük bölümünü karşılıyor. Üretim yapıları esnek, bürokratik olmayan yapılarıyla daha yaratıcı, dinamik ve yenilikçi durumdadırlar. Bu sayede örneğin İtalya kalitesinde ayakkabı üreten, dünya otomotiv devlerine yedek parça satan, yazılım üreten KOBİ’lerin de olduğunu dile getirdi.
“500 Milyar dolar ihracat hedefine KOBİ’lerle ulaşabiliriz” Türkiye’nin 500 milyar dolar ihracat hedefine KOBİ’lerle ulaşılabileceğini vurgulayan Kazançoğlu, “Biz de bu hedefe katkı sağlamak için çalışıyoruz. Bu büyük hedeflere ancak yine KOBİ’lerimiz ile ulaşabiliriz. Bu nedenle KOBİ’lerin sorunlarının çözümü ve gelişimi için farklı alanda yoğun olarak çalışıyoruz. KOBİ’lerin finansman sorununun çözümüne yönelik olarak bankalarla kredi protokolleri imzalayarak üyelerimizin alternatif kredi imkanlarına ulaşmalarına yardımcı oluyoruz. KOSGEB başta olmak üzere çeşitli kuruluşların verdiği desteklere erişebilmesi için danışmanlık hizmeti verdiklerini belirten Kazançoğlu, “ortak projelerle işbirliklerinin geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Son yıllarda en çok konuşulan kavramın KOBİ’ler olduğunu belirten TOSYÖV Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Aktepe, Son yıllarda ülkemizde sosyal ve ekonomik gelişmenin içinde en çok konuşulan kavramlardan biri KOBİ’ler oldu. Tüm dünyada özellikle gelişmeyi ve rekabet üstünlüğünü hedefleyen ülkeler yeni iş alanları yaratılması, yenilikçi iş fikirlerinin hayata geçirilmesi için yüksek katma değer yaratan ürün ve hizmetleri yaratan girişimciliği ve KOBİ’leri desteklemeyi kendileri için en uygun yol olarak gördüler dedi.
Girişimciliğin kurumsal bir nitelik kazanması ise KOBİ’lerin çatısı altında gerçekleşiyor. KOBİ’lerin özellikle daralan iş gücü piyasası içerisinde istihdam ve katma değer yaratan özel bir yerinin olması ekonomiyi yönetenler gözünde hiçte azımsanmayan bir değer kazanmalarını sağladı. Cumhuriyetimiz kurulduğu günden bu yana sanayileşmeye özel bir değer verilmiştir. Sanayileşme ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine çıkmasında hep önemli bir gereklilik sayıldığını vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 10. yılına demir ağlar damgasını vurmuştu. Sonrasında yine hep bir endüstrileşme eğilimi ve özlemi var oldu. Tatbikatta neler yaptığımızı sorguladığımızda yaptıklarımızla yapamadıklarımızla bu günlere geldik. Son on yıl içerisinde ihracat rakamları her geçen gün arttı. Dış Ticarette Sanayi sektörü ilk sırada diyen TOSYÖV Başkanı Aktepe; Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, Mart ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,3 artışla 13 milyar 14 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yılın ilk çeyreğinde ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,2 artarak 38 milyar 607 milyon dolara ulaşırken, birlik kaydından muaf ihraç kalemleri hariç, net mal ihracat da ilk 3 ayda yüzde 5,8 oranında arttığını belirtti. Aktepe, yine son 12 yıl içerisinde hem ulusal hem de küresel açıdan iş dünyamız birçok krize şahit oldu. Krizlerden etkilenme ve kısa sürede toparlanma açısından da önemli badireler atlattığımızı söyleyebiliriz. Özellikle 2008 sonrası dönemde dünyayı ciddi bir biçimde etkileyen kürsel kriz ve ardından hala yaşanan durgunluk dönemin de dahi ülke olarak özellikle yine sanayi alanında ki çabalarla büyüme başarısı gösterdik diyen Aktepe, Sanayinin bu büyümedeki payının artmasında şüphesiz son 10 yıllık dönemde ekonomi politikalarında attığımız adımlar etkili oldu. Özellikle sanayi yatırımlarına sağlanan devlet destekleri, teşvikler, hibe ve kredi kullanımındaki artışlarının üzerinde durmak gerekiyor. Tüm bu finansal çözümlerin özellikle KOBİ’ler tarafından etkin kullanımı konusunda hala eksikler olsa da işletmelerin özellikle ihracata yönelmesini ve yeni pazar arayışlarının hızlanmasını sağlanan kaynakların etkin kullanımına bağlanıla bilineceğini açıkladı.
Tüm bu gelişmeler ışığında özellikle KOBİ’ler açısından hem özel kuruluşların hem de kamunun yaratığı imkanlar izlenmesi zor bir devinim içerisinde. Bu yeniliklerin her birinin KOBİ’ler tarafından takibi bazen başlı başına bir iş, bir zorluk teşkil ediyor. Bu KOBİ’ler açısından olduğu kadar destek sağlayan kuruluşlar açısından da bir koordinasyonu zorunlu kılıyor diyen TOSYÖV Başkanı Aktepe, bu anlayış doğrultusunda, TOSYÖV olarak önümüzdeki dönemde bizler için kurumlar arası işbirliği önemli bir kavram olacaktır. Çünkü biliyoruz ki birbirinden kopuk yaklaşımlar çözüm olamaz. Kamu kuruluşlarının, üniversitelerin, siyasetin ve de finansman kuruluşlarının ortak projeler ve anlayışlar etrafında işbirlikleri geliştirmek zorundadır. Bu işbirlikleri KOBİ’lerin değişimini sağlayarak Ülkenin dönüşümünü gerçekleştirecektir. Bu dönüşümün temel araçları bilişim teknolojileridir. Ar-Ge’dir, inovasyondur. En önemlisi ise iyi eğitilmiş insan kaynağımızdır.Bu anlayış hedeflenerek Türkiye eğitim sistemlerini çağdaşlaştırmalı, yaratıcı, saydam, hızlı süreçler ile çalışmaya hazır bir insan kaynağı yaratılması gerektiğini vurguladı. Oturum Başkanlığını İzmir Ekonomi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cengiz Erol’un yaptığı “Rekabetçi Sanayileşme Modelleri” konulu oturumda Türk Hava Kurumu Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Doç.Dr. Emin Akçaoğlu, OSBDER Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncer, İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Cumhur Coşkun Küçüközmen, KOSGEB Güney Ege Bölgesi Müdürü Mustafa Çanakçı, ODTÜ Teknokent Başkan Yardımcısı Ufuk Batum konuşmacı olarak yer aldı. Türk Hava Kurumu Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Doç.Dr. Emin Akçaoğlu katılımcılara rekabetçi olmanın şart olduğunu vurgulayarak, rekabetçi olmanın öne geçme becerisini mümkün kılma gücüne sahip olduğunu belirtti. Firmaların ayakta kalabilmeleri için rekabet gününü korumaları gerektiğini belirten Akçaoğlu, insanlar ne kadar nitelikli ise o kadar iyi makinalar yapabilirsiniz, sanayileşmiş ülkeleri sanayileşmiş yapan nitelikli insanlar olduğunu vurguladı. Devletten KOBİ’lerin önünü açmasını istiyoruz. Küçük sermayelerin büyük sermayeler kurması için devletin mekanizmasını arkasına almak zorunda olduğunu sözlerine ekledi.
OSBDER Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncer, KOBİ’lerin üretim sektörünün büyük bir bölümünü oluşturduğunu belirterek, Türkiye’de istihdam yaratan KOBİ’ye destek olmak gerektiğini belirtti. İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Cumhur Coşkun Küçüközmen, Yapısal değişime ihtiyaç var. Hammadde ve malzeme maliyeti düşmüş, ana sanayi ve yan sanayi işbirliğinin olması gerektiğini açıkladı.
KOSGEB Güney Ege Bölgesi Müdürü Mustafa Çanakçı KOSGEB’in KOBİ’lere yönelik destekleri anlatarak, KOSGEB’in KOBİ’lerimiz için önemine değindi. ODTÜ Teknokent Başkan Yardımcısı Ufuk Batum, Teknokentlerde faaliyet gösteren firmaların çok önemli bir yerinin olduğunu açıkladı. Batum, Teknoparklar arasında bir endex yapılıyor, Teknopark kurulmasına ve şirketlerin kurularak Ar-Ge yapılmasına ilişkin 10 yıllık bir kanunun olduğunu ve bu kanunun kamuda 10 yıl daha uzatıldığını belirtti. Yeni programlar yapmaya çalışıyoruz. Çin’in her gün geçtikçe ekonomide adım adım ilerlemesi veya yenilenmesi bir başarı, bizde bu çalışmalardan yapabilir ve başarıya ulaşabiliriz açıklamalarını yaptı. Uluslararası Ticarette Rekabet” konulu oturumda Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ Kümelenme Destekleri Daire Başkanı Emrah Sazak, Finansal Kurumlar Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Filiz Ünal, BTS Yönetici Ortak- İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yasin Beceni ve ERKE Şirketler Grubu Yönetim Kurlu Başkanı Hüseyin Keçeci konuşmacı olarak yer aldı. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ Kümelenme Destekleri Daire Başkanı Emrah Sazak, Devlet Teşvik politikalarına değinerek, Devlet kurumlarının, şirketlerin, üniversitelerinin eğitim ve araştırma merkezlerinin sivil toplum kuruluşlarının işbirliğinin gerektiğinin altını çizdi. KOBİ’lerimizin uluslararası arenada rekabetçi olmaları için birlikte hareket edilmesi gerekir. Son 10 yıl içinde ihracat yapan firma sayısı 140 bin civarında, 10 yıl üst üste istikrarlı ihracat yapan firma sayısında sayı daha fazla izlenmektedir. URGE tebliğinin çıkış noktasının ihracatçı firmalarımızın niteliklerini geliştirerek, mevcut ve yeni pazarlardaki gücünü artırmak sürekli ihracat yapan firmalarımızın sayısını artırmak, firmalar için ulaşılabilir hedefler ortaya koymak ve bu hedeflere ulaşmak için ihtiyaçların tespitine yönelik çalışmalar yürütmek ve sektöre özgü yol haritalarının sunulması olduğunu açıkladı.
Finansal Kurumlar Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Filiz Ünal, Türkiye’de Faktoring tarihine değinerek, Faktoring; mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak alacakları devir alarak satıcı firmaya hizmetlerinin en az birinin sunulduğu finansal bir enstrüman, ticaretin sağlıklı dönmesini sağlayan Alacak Yönetimi olduğunu açıkladı. Faktoring sözleşmesi hükümlerinin çerçevesinde borçlunun ödememe riskinin faktor tarafından üstlenilmesi halidir diyen Ünal, Müşteri tarafından temlik edilen alacakların vadesi beklenmeden, müşterinin ihtiyacına göre, faktoring sözleşmesi hükümleri çerçevesinde faktor tarafından ön ödeme yapılmasıdır açıklamalerını dile getirdi. İhracatçı KOBİ’lere Faktoring’in faydalarını şu şekilde açıkladı; Faktoring; İhracatçı firmalarımızın “finansal çözüm merkezi” dir, ihracatçı firmaların mevcut ve potansiyel müşterileri için uluslararası iş ortakları üzerinden istihbarat ve kredi değerlendirme çalışmaları yapar. Böylece ihracatçılar minimum riskle yeni müşterilere ulaşır, yeni ülkelere açılır ve Pazar paylarını artırır ve işlerini geliştirir. Alıcı ülkesinde yerleşik, aynı ana dili kullanan ve uzman kadroya sahip uluslararası iş ortakları sayesinde tahsilatta yaşanabilecek sorunları azaltır. Faktoring ihracatçının hem yeni pazara risksiz girmesini hem de vadeli alacağını hemen nakde çevirerek alım gücünü artırmasına olanak sağladığını vurguladı.
BTS Yönetici Ortak- İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yasin Beceni, ABD’nin adil ticareti güvence altına almak ve iç pazardaki üreticileri korumak amacıyla Haksız Rekabet Yasası’nı yürürlüğe koyduğunu belirtti. Beceni, Türk ihracatçının alması gereken önlemleri ise şöyle özetledi: “Üreticiler şirketin her türlü operasyonunda hukuka uygun BT kullanılmasını (lisanslı yazılım kullanılması, lisans koşullarına uygun yazılım kullanılması, orijinal donanım kullanımı gibi) temin etmelidir. Tedarikçileriyle yapacağı anlaşmalarda tedarikçilerini hukuka uygun BT kullanmalarını zorunlu kılmalı, onlardan bu yönde taahhütler almalıdır” dedi. ERKE Şirketler Grubu Yönetim Kurlu Başkanı Hüseyin Keçeci, Ar-Ge ve önemine değinerek, sanayileşme politikalarının önemini belirterek hedef ve gidilmek istenen yolumuzun olduğunu ve o yolda düzenlemeler yapılması gerektiğini vurguladı.
Beceni-Türkekul-Sevim Avukatlık Ortaklığı Yönetici Ortağı Yasin Beceni de konuşmasında, tüm dünyada artık dürüst ticaret kavramının yaygınlaşmaya başladığını söyledi. Beceni, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dürüst ticareti oluşturabilmek için tedarikten üretimde, satıştan organizasyona kadar bütün süreçlerde hukuka uygun şekilde davranılması gerekiyor. Dürüst ticaret yapma ilkesi özellikle son on yılda ön plana çıktı. Yıllar geçtikçe, teknoloji kullanımı yaygınlaştıkça ve ekonomi küreselleştikçe dünyada haksız rekabetin şekli ve tanımı da değişiyor. Bu nedenle haksız rekabetin günümüz koşullarına göre yeniden yorumlanması gerekiyor.”